Forex Piyasası Haftaya Bakış

24 Ağustos 2014 Pazar


Merhaba Borsa da Para Kazanmak Takipçileri... Bu makalem Forex Piyasası Hafta Bakış (25-29 Ağustos) konusunda olacak. Geçtiğimiz haftalarda paylaştığım Forex Piyasası Haftaya Bakış makaleleri siz değerli okuyucularım dan olumlu yorumlar aldığı için her hafta paylaşımlara devam etme kararı aldım... Umarım faydalı ve kazançlı olur...

Ağustos ayının geride kalan haftası, jeopolitik rizikoların ve ekonomik gelişmelerin beraber izlendiği bir dönem oluyor. Haftanın başlarında, Irak, Ukrayna-Rusya ve İsrail-Filistin haberleri varlık fiyatlarına tam olarak yansımasa da gündemi yoğunca meşgul ederken, ilerleyen günlerde ise makro-ekonomik göstergeler ve politika yapıcıların izahları takip edildi. Avro Bölgesi'nden Çin'e, AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI'den İngiltere'ye kadar , dünya ekonomisi için mühim durumda olan ülkelerden iştirak eden haberler yatırımcıların merceği altında bulundu ve finansal araç fiyatlarında hareketli günler yaşandı.

Hafta en başında ekonomik takvimin zayıf oluşunun da tesiri ile piyasaların gündeminde ağırlıklı olarak jeopolitik riskler bulundu. Ukrayna'nın doğusunda çatışmalar devam ederken, Rus ve Ukraynalı yöneticilerin görüşmelere başlaması piyasalara pozitif yansıdı. Diğer yandan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı teşkilatın Irak'ta, AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI'nin hava saldırılarıyla katkı vermesi neticesi ilerleyişinin durdurulması da, iyimserlik veren haberler içinde bulundu. Bu paralelde hafta süresince baskı altında olan petrol fiyatları , daha sonra Libya kaygıları ve AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI'den iştirak eden pozitif bilgiler ile artış belirtti. Global endeksler ise IŞİD ilerleyişinin durması ve Ukrayna gelişmeleri ile artış belirtti. Cumartesi bugünü ise Almanya Başbakanı Merkel'in, Kiev'i ziyaret etmesi bekleniyor.

Gelişmiş ülke endekslerinde yükselişlere destek durumda olan bir diğer etken ise, Çin ve Avro Bölgesi için izah eden PMI verilerinin beklentilerin altında kalması idi. Tahminlerden kötü iştirak eden rakamlar, merkez bankaları ve hükümetlerin ekonomiye destek vermeye devam edecekleri düşüncesini kuvvetlendirdi. Global piyasalara evrensel bağlamda hafta süresince ayak uyduran iç piyasalarda ise Başbakan olarak Davutoğlu'nun adının bildirilmesi dikkat çeken başlıklar içinde bulundu.

Hafta içerisindeki gelişmeler içinde İngiltere'ye farklı bir başlık açılması lüzumsuz olmayacaktır. Salı günü izah eden ada ülkesinin enflasyon oranı beklentilerin altında kalırken, Sterlin'de katı kayıpların görülmesine neden oluyor. İngiltere Merkez Bankası'nın (BOE) ayın en başında yapılan olan toplantısının bu hafta yayınlanan tutanaklarında ise 3 sene sonra faiz oranına ilişkili olarak oylamada fikir birliğinin bozulmuş olması sürpriz oluyor. 9 üyeli Para Politikası Kurulu'nun 2 üyesinin , politika faizinin 25 baz nokta artırılması gerektiği yönünde oy kullandığı görüldü. Fakat düşük iştirak eden enflasyon oranı, faiz artırım beklentilerinin ötelenmesi ile Sterlin'de baskısını hissettirmeye devam etti.

Haftanın bir diğer heyecanla beklenen gelişmesi ise, 30 Nisan'da tamamlanan AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI Merkez Bankası'nın (FED) Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının tutanaklarıydı. Söz konusu kayıtlarda, bir takım üyelerin, istihdamdaki gelişim devam ederse erken bir faiz artırımı taraftarı olduklarının görülmesi dikkat çekerken, hafta süresince değerlenme eğiliminde meydana gelen Dolar endeksi, tutanaklar sonrasında da artış kaydetti. Diğer yandan hafta sonuna gerçek AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI'den gelen pozitif ekonomik bilgiler , piyasalara yön veren etmenler aralarında bulundu.

Ayın başından itibaren belki de gündemden düşmeyen bir diğer başlık ise bu hafta , AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI'de düzenlenen Jackson Hole Sempozyumu idi. Dünyanın dört bir yanından merkez bankası yetkilileri, ekonomi bakanları ve akademisyenleri bir araya getiren toplantıda, FED ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) başkanlarının konuşmaları öne çıktı. FOMC tutanaklarının sonrasında heyecanla beklenen Yellen'ın konuşması ise yatırımcıların dikkatlerini üstünde topladı.

Jackson Hole'de konuşan Başkan Yellen, FOMC üyelerinin istihdam piyasasında hala mühim miktarda kullanılmayan kapasite olduğuna inandıklarını belirtirken, mevzubahis kapasitenin büyüklüğü dair da belirsizliğin devam ettiğini dile getirdi. Başkan ayrıca , FED'in elinde para politikası için pratik bir reçete olmadığını anlam ederken, erken bir faiz artırımının istihdam piyasasını negatif etkileyebileceğini belirtti. Yellen, işsizlik oranının FOMC'nin öngördüğünden ek olarak çabuk gerilediğini ve bu durumun FED'in erken harekete geçmesini gerektirebileceğinin vurguladı. Başkan'ın un konuşmaları sonrasında Dolar'da yukarıya yönlü hareketler izlenirken, AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI endekslerinde ise düşüşler gözlemlendi.

Yeni haftaya geçerken yeniden ekonomik veri akışı tarafından piyasaları yüklü bir işlem çağının beklediğini anlayabiliriz. Gelişmiş ekonomilerden gelecek rakamların yakınında içeride de yüklü bir gündem izlenecekken, jeopolitik riskler ise gündemde kalmaya devam edecek.


Devamını oku »

Borsadan Zengin Olmak ?

7 Ağustos 2014 Perşembe



Selam Borsa da Para Kazanmak Blogu Takipçileri... Bir önceki makelemiz Borsada Portföy Nasıl Oluşturulur ? idi. Şimdiki makalemiz ise Borsadan Zengin Olmak ? hakkında olacak...

Günümüzde birçok bireyin zengin olma yöntemleri aradığını biliyoruz. Gelişen bilişim , yükselen hayat standartları ve daha birçok ihtiyaçtan ötürü anında her birimiz fazladan para kazanmak ve zengin olmak istiyoruz. Hemen olmasa da gelecekte, emeklilikte daha huzurlu bir hayata elde etmek için şimdiden fazladan çalışmak, para kazanmak için muadil yollar arıyoruz.

İnternet kullanımının büyük bir yoğunluğa sahip olduğu son zamanlarda web üzerinden para kazanmanın yöntemleri de bulunmakta. Bu yöntemlerin bazıları ciddi anlamda işe yaracakken, bazıları pek de güvenli olmayan ve legal olmayan yollardır. İnternet ortamına taşıdığı işlemleri ile borsada yatırım yapmak da, zengin olma yöntemleri içinde yerini ediniyor.

Borsa işlemlerinin web ortamına taşınması, işlemlerin eskiye yönelik çok daha iyi imkanlar altında daha az tehlikeli ve daha kontrollü bir biçimde gerçekleştirilmesini mümkün kılmıştır. Bu sayede de lafa konu olan borsa rizikoları rahatlıkla sınırlandırılarak daha güvenli yatırımlar yapılmaya başlamıştır. Denetlenen bir piyasa olması nedeni ile de legal olan borsada para kazanmak mümkün mü suali da zengin olmak isteyen bireylerin heyecan içinde sualleri yer alıyor.

Bunun mümkün olduğunu ifade etmek için günümüzün en yeni filmi olan "The Wolf of Wall Street - Para Avcısı" önce kanıtımızdır ve filminin baş karakteri Jordan Belfort. Film, Jordan Belfort'un 1987 - 1998 seneleri arasındaki yaşantısından bir uyarlama. Kariyerine komisyoncu olarak başlayan Belfort, kısa zamanda bu işten ciddi anlamda güzel para kazanır ve bizzat komisyonculuk şirketi olan Stratton Oakmont şirketini kurar. Bu şirket yardımıyla birçok yatırımcıyı dolandırarak servetini arttırmaya sürdürür.


Jordan Belfort, komisyonculuk yaparak borsadan para kazanırken tabiki ilk başlarda yatırımcılarına da kazandırmıştır. Sahtekarlık bölümü , tabiki kötü bir vaziyet olsa da, denetlenen, legal bir aracı müessese ile işlemlerinizi gerçekleştirdiğiniz müddetçe bu duruma karşın kendinizi korumuş olursunuz.

Borsadan zengin olan var mı ? suali sorulduğu zaman akla gelen bir diğer ad ve diğer bir ispat olarak borsa zengini ve piyasaların sevilen ismi Warren Buffett gösterilebilir.

Buffett, 2008 senesinde 62 milyar dolar değerinde serveti ile dünyanın en zengin kişisi seçildi. Borsa işlemlerine daha 11 yaşındayken başlayan Buffett'ın bu konuyla alakalı birçok teklifi de yer almaktadır. Borsadan zengin olmak için Buffett öncelikli olarak elde ettiğiniz karları yine yatırıma yönlendirmeniz gerektiğini söylüyor. Borsadan elde edeceğiniz ilk kazancı harcamanın çok çekici bir düşünce olabileceğini, ama bunu yapmamanızı söylüyor.

Warren Buffett'ın borsadan zengin olma yöntemleri ile ilgili dikkat çektiği noktaları kısacası sıralandırmak gerekirse;

  • İlk ve en önemli nokta elde edilen karın yine yatırıma yönlendirilmesi,
  • Diğer yatırımcıların ve çoğunluğun hareket ettiği istikamette karar vermemeniz, kararlarınızda çeşitli olmanız gerektiği,
  • Karara varmanız için gerekli olan her bilgiyi eskiden toplamanızı ve son mertebeye geldiğiniz zaman sizi uyaracak bir dostunuz olmasını söylüyor. Kendisinin de çabuk bir biçimde düşünce oluşturduğunu ve çabuk bir biçimde de harekete geçtiğini bildiriyor.
  • Bir uyuşmaya varmadan öncesinde kesinlikle bütün detayları konuşmanıza dikkat çekiyor.
  • Küçük harcamaları ve minik hesapları göz ardı etmemenizi tavsiye ediyor.
  • Buffett kredi kartları ve kredilerle hayatını sürdüren bir bireyin hiçbir süre zengin olamayacağını bildiriyor. Bununla birlikte borsada işlem yapacağınız paranın da borç olmamasına gerektiğini ve borçlarınıza her süre sınır koymanızı söylüyor.
  • Azminiz ve kararlılığınız yardımıyla en kötü , negatif hallerin dahi üstesinden gelebileceğinizi bildiriyor.
  • Bir pozisyonu ne süre sonlandırmanız gerektiğini bilmenizi ve bu noktada da kararlı olunması gerektiğini söylüyor.
  • Risklerinizi her süre değerlendirmenizi söylüyor ve başarının hakikaten ne manaya geldiğini bilmeniz gerektiği konusunun üstünde duruyor.

Bu makalemizde Borsadan Zengin Olmak ? konusu hakkında detaylı bilgiler paylaştık. Umarım Borsa Yatırımcılarına faydalı olur...




Devamını oku »

Borsa da Portföy Nasıl Oluşturulur ?

5 Ağustos 2014 Salı




Merhaba Kıymetli Borsada Para Kazanmak Takipçileri. Bir önceki makalemizde Forex Piyasası Haftaya Bakış hakkındaydı. Şimdiki makalemiz ise Borsada Portföy Nasıl Oluşturulur ? hakkında olacak...

Bir gerçek ya da tüzel bireyin sahibi olduğu hisse senedi, tahvil ve öbür kıymetli kağıtlar bir portföy teşkil etmektedir. Bir menkul değer varlığının portföy olarak nitelendirilmesi için toplamında değerinin yüksekliği dikkate alınmadığı gibi, içerisinde bulunan kıymetlerin çeşit bakımından birden fazla olması da önemli değildir. Borsa piyasasında portföy oluşturma işlemi bilhassa piyasalara yeni giriş yapan bireyler aracılığıyla çok fazla bilinmektedir.

Değişim gösteren ekonomik koşullar, portföyden bir takım menkul kıymetlerin çıkarılıp satılmasını, yerlerine yenilerinin alınmasını gerektirir. Portföyden hangi kıymetlerin ne süre çıkarılacağına ve yerlerine hangi kıymetlerin ne süre konulacağına karar sunmak ise ihtisas gerektiren bir iştir. Portföy idaresi olarak bilinen bu iş, çoğunlukla bankalar, aracı müesseseler ve profesyonel kuruluşlar aracılığıyla yapılmaktadır.

Portföy idaresi de belirli bir politikaya yönelik yürütülmektedir. Riziko , randıman ve değer artışı faktörlerinin bir ya da ikisine ağırlık verilmek suretiyle sürdürülen bu politika, portföy sahibi aracılığıyla saptanır ve yöneticiye bildirilir. Politikanın belirlenmesinde ise başlıca yardımcı portföy yöneticisidir.

Bir portföyün idaresinin kesinlikle profesyonel bir yöneticiye emanet edilmesi gerekmez. Portföy sahibi de, bir danışmandan aldığı verileri değerlendirerek portföyünü yenileyebilmektedir. Ülkemizde ise portföy sahipleri ya da bir portföy elde etmek isteyenler çoğunlukla bu eğilimdedir. Yatırım politikası portföyden imkanı sunulacak gelir ile portföyün karşı karşıya yer aldığı riziko arasındaki dengeyle alakalıdır. Gelir ve riziko birbiri ile irtibatlı olan 2 etkeni ifade etmektedir. Yüksek geliri öngörülen bir politika benzer oranda yüksek rizikosu de içermektedir.

Yatırımda güzel bir tercih yapan temkinli bir yatırımcı tasarruflarını enflasyona karşın kolay bir şekilde koruyabilecektir. Fakat dikkatsiz, bilgisiz ve spekülatif bir tarzda hisse alımı yapanlar negatif ve üstelik riskli vaziyetlerle karşı karşıya kalabilirler. Bu bireyler yatırdıkları paralarının bir bölümünü ya da hepsini kaybedebilirler.

Portföy oluşturmada ya da portföy yönetiminde en önemli konu kağıtları iyi tanımaktır. Bunun amaçlı da, ilişkin oldukları firmaların iyi tanınması, hisse senedini de tanımak manasına gelmez. Çok kazanan bir firmanın hisse senetleri fazla değerli olmayabilir. Aksine artık kara geçmemiş durumda olan bir firmanın de hisse senetleri aranan kağıtlar içinde girebilir. Kağıtları tanımanın, onların borsadaki hareketlerini yakından takip faktörün en güzel yolu; kağıtlara portföy içerisinde az bir yer vermektir.

Bir portföy geliri getiri ve temettü ile kıymetlerin satışından ele geçirilen alım - satım farklarından oluşur. Kıymet artışı laf konusu olmadığından, tahvillerin geliri, piyasa fiyatlarına göre , hisse senetlerinden daha yüksektir. Bu sebeple de kısa vadede gelir sağlamayı planlayan portföylerde tahvil oranı fazla tutulur. Bunun için ise , hisse senetleri de gelir - riziko dengesi yönünde farklı gruplara ayrılırlar.

Klasik Hisse Senetleri

Bu ayrımda, büyük firmaların klasik hisse senetleri öncelikli gelir. Bu firmalar tüm piyasada tanınmış , isabetli idaresi , uzun vadeli sevk ve yönetim politikası , karlılık derecesi ile hisse senetlerine itibar imkanı sunan şirketlerdir. Bu grup hisse senetlerinin en önemli özelliği ise; uzun seneler süresince temettülerinin muntazam bir biçimde ödenmiş olmasıdır. Fakat bu benzeri hisse senetlerinin Fiyat/Kazanç oranı yüksek, gelir randımanı da düşük olacaktır.

Değer Artışlı Hisse Senetleri

İkinci grupta ise değer artışlı hisse senetleri vardır. Bu hisse senetlerinde ileriye yönelik piyasa ortalamasının üzerinde değer artışları ortaya çıkar. Bu değer artışları, senetlerin ilişkin olduğu firmaların sürekli bilimsel araştırmalar yaparak kendi sahalarında ilerlemelerinden, çok istek edilen malları pazarlamalarından, farklı alanlarda çalışma göstermelerinden, yeni piyasalar elde geçirmelerinden ileri gelir. Ancak bu şirketlerde yatırım riski birinci gruba yönelik daha fazladır.

Spekülatif Hisse Senetleri

Üçüncü grupta daha da çabuk değer artışı gösteren ama daha yüksek risk taşıyan hisse senetlerini toplanmıştır. Bu hisse senetleri spekülatif hisse senetleridir. Yeni kurulan ve mamulün sürümü iyi olmakla birlikte , artık kara geçmemiş, konjonktürel ve siyasi dalgalanmalara karşın duyarlı olan firmaların hisse senetleri bu özelliği taşımaktadır.

Diğer Hisse Senetleri

Bir diğer grup hisse senetleri, piyasa dalgalanmalarından fazla etkilenmeyen, arz ve isteği fazla olmayan eşya ve hizmetleri üreten, iktisadi durgunluk dönemlerinde bile stabil temettü ödeyen firmaların hisse senetleridir.

Başka bir grup hisse senetleri ise; yüksek değer farkları gösterir, ara ara borsada düşer ve yükselir. Konjonktüre karşın çok hassastır. Bu özelliklerde bulunan hisse senetlerine araba endüstri , inşaat gibi alanlarda rastlanmaktadır.

Son grup hisse senetleri ise anapara içerisinde ya da iç etkinliğinde meydana gelen tek farklılaşma ya da yeni tek mamulün piyasaya sürülmesi sonucu olarak hisseleri harika bir yükseliş gösteren şirketlerdir.

Ülkemizde son zamanlarda artış gösteren enflasyon, halkı tasarruflarının değerini muhafaza etmek için yeni yatırım imkanları aramaya itmiştir. Güçlü, güvenilir ve sürekli olarak kar eden ve temettü dağıtan firmaların hisse senetleri diğerlerine nazaran pahalı olmalarına nazaran seçildiği halde , ileriye yönelik portföyün değerini süratle arttırabilirler. Araya büyük kar sıçramaları, anapara artırımı gibi olaylar da girdiği zaman, bu değer artışının gayrimenkul değer artışından aşağıda kaldığı da görülmüştür.

Hisse senetlerine yatırım yapma verdiği kararı vermeden öncesinde yatırımcıların kendilerine farklı sorular sormaları gerekir. "Ne kadar güvence yatırabilirim? Bu miktarı devamlı olarak artırabilecek miyim? Portföy yatırımına ayırdığım tasarruf miktarı dışarısında ivedi ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli bir fona sahip miyim? Ne kadar süre için paramı portföye yatırabilirim? Portföy oluştururken ne benzeri tercihlerim olabilir?" benzeri ek olarak birçok suale yanıt bulmalıdır.

Portföy Sahiplerinin Tercihleri

Menkul kıymetlere yatırım yapan bir kimsenin muhtemel tercihleri şu biçimde sınıflandırılabilir...

  • Güvence,
  • Gelir ve verim 
  • Değer artışı
  • Likidite


Bu 4 tercihin hepsine ansızın ağırlık vermek , tamamını gerçekleştirmek muhtemel olmayacaktır. Biri için diğerinden az ya da çok bağlamda fedakarlık etmek gerekir.

Güvence

Güvence faktöründen fedakarlık etmek talep etmeyen bir birey başka bir deyişle hiç riske girmek talep etmeyen yatırımcı, portföyünden yüksek gelir ve bilhassa de değer artışı bekleyemez. Bu tip yatırımcı için en uyumlu yatırım konusu ise hükümet tahvilleridir.

Gelir ve Randıman

Gelir ve randımana önem veren yatırımcı, hükümet tahvillerinin sağladığı güvenceden vazgeçip, seçtiği anonim firmanın verdiği güvence ile yetinmek zorundadır. Gelire önem veren yatırımcı değer artışından da vazgeçmek zorundadır. Değer artışı imkanı sunan hisse senetleri en azından ilk yıl özel pazar tahvil faiz haddinin hayli altında gelir getirir. Likidite faktöründen de fedakarlık yapacaktır. Yüksek gelir getiren özel pazar tahvilleri hükümet tahvilleri kadar kolaylıkla işlemiş faizleriyle beraber paraya çevrilemezler.

Değer Artışı

Değer artışı sadece hisse senetlerinde söz konusudur. Enflasyonist dönemlerde tahvillerde aksine değer kaybı vardır. Değer artışına önem veren yatırımcılar belli bir süre riski göze almak zorundadır.

Likidite

Gerektiğinde hızlı ve zararsız paraya çevrilebilen menkul kıymet yatırımlarında en mühim faktörlerden birisidir. Birçok çok kimse likiditeden vazgeçmemek için gelirden ve değer artışından vazgeçer. Bilhassa de ihtiyar yatırımcılar bu faktöre önem vermektedir. Hastalık , yaşlılık, doğal afetler, kazalar benzeri riskler insanın varlıklarının mühim bir bölümünü likit halde tutmaya hemen sevk etmektedir. Özel pazar tahvillerinde likidite, tahvili çıkaran firmanın sınıflamadaki mahaline bağlıdır.

Hisse senetlerinde likidite, firmaların çalışmalarındaki muvaffakiyet oranında yüksektir. Talebi yüksek olan hisse senetlerinin likiditesi de yüksektir. Borsa kurtajı kadar bir zararla her an paraya çevrilebilir. Ama hisse senedi satın alındığı tarihten bu yana bu farkı kapatacak kadar yükselmişse zararsız üstelik karla paraya çevrilebilir. Bu sebeple de, hisse senedi yatırımı öneri edecektir.

Bu makalemizde Borsa da Portföy Nasil Oluşturulur ? için bilgiler aktardık. Umarım faydalı olur...


Kaynak : http://www.borsanasiloynanir.org/borsa-egitimi/borsada-portfoy-olusturma/#comment-838
Devamını oku »

Forex Piyasası Haftaya Bakış

3 Ağustos 2014 Pazar



Merhaba Değerli Borsada Para Kazanmak Takipçileri...

Blogumuzda ilk kez geçen hafta Forex Piyasası Haftaya Bakış adıyla bir makale paylaşmıştık. Gerek aldığımız teşekkür mailleri gerekse yorumlar neticesinde haftaya bakış makalelerini düzenli olarak her hafta başında paylaşma kararı aldık. Neyse lafı fazla uzatmadan konumuza geri dönelim...

"Piyasalar Geçtiğimiz Hafta Neleri Konuştu ?"

Yılın üçüncü çeyreğinin ilk ayı geride bırakılırken global piyasalarda, jeopolitik rizikoların ve ekonomik faktörlerin varlık ücretleri üstünde etkili olduğu bir haftanın geride kaldığını ifade edebiliriz. Avrupa'nın doğusundaki gelişmelerin yanında İsrail'in Gazze saldırıları gündemdeki başlıklar aralarında bulunurken, AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI Merkez Bankası'na (FED) ilişkili olarak beklentileri şekillendiren makro-ekonomik bilgiler, parite ve emtia ücretlerinin yanında endeksler üstünde istikameti atama eden etmenler olarak dikkat çekti. Dev firmaların senenin 2. çeyreğine ilişkili olarak etkinlikleri ise tekrardan mercek altındaki başlıklar arasındaydı.

Yurtiçi işlemlerin Ramazan Bayramı sebebi ile Perşembe günü katıldığı piyasalarda geride olan hafta finansal araç ücretlerinde sert hareketlerin izlendiği bir 5 gündelik işlem dönemi oluyor. İsrail'in Gazze'ye süren saldırıları ve ardından sağlanan 72 saatlik mütareke anlaşmasının bozulduğu haberleri, öbür yandan Avrupa Birliği'nin (AB) Rusya'ya tatbik edilen yaptırımları genişletme kararı alması, haftanın dikkat çeken jeopolitik başlıkları aralarında yer aldı. Ukrayna'nın doğusunda ise çatışmaların devam ettiği medyaya yansıyan haberler aralarında kendine yer buldu. Bunların yanında Arjantin'in temerrüde azalması ve FED'in getiri artırımına ait beklentiler, gelişmekte durumda olan ülke varlıklarında stress yaparken, BIST-100 endeksi ve Türk Lirası'ndaki kayıplar dikkat çekti.

Genel bağlamda Asya-Pasifik ve Avrupa tarafında da, laf konusu jeopolitik gündem, AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI ekonomisine karşı beklentiler ve firmaların bilanço sezonu alanında senenin 2. çeyreğine ilişkili olarak faaliyet neticeleri etkili oluyor. Bunların dışarısında Avro Bölgesi'nde düşük kalmaya devam eden enflasyon ve Rusya'ya tatbik edilen yaptırımların Avrupa ekonomisini de negatif etkileyeceği başlıkları öne çıkarken, Asya'da ise Çin bilgileri izlendi. Dünyanın en büyük 2. ekonomisine ilişkili olarak PMI verilerinin kıta ülkelerindeki negatif havayı bir miktar dağıttığını ifade edebiliriz. Bu faktörlerin yanında global piyasa katılımcılarının gündeminde AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI bilgileri ve FED beklentilerinin ağırlıklı olarak bulunduğunu söylemek hata olmayacaktır.

ABD için yayınlanan makro-ekonomik göstergeler içinde öncelikle büyüme oranının dikkat çektiğini söyleyebiliriz. Laf konusu rakam, dünyanın en büyük ekonomisinin senenin ikinci çeyreğinde %4'lük bir performans ile beklentilerin üstünde bir gelişim kaydettiğine işaret etti. Böylece piyasalarında gözünde ABD ilk çeyrekte ekonomisindeki daralmanın mevsimsel etkilerden kaynaklandığının teyidi alınmış oldu. Çarşamba günü yayınlanan bu rakamın sonrasında iki gün devam eden Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) tamamlanan toplantısının neticeleri yayınlandı. Yapılmış olan bilgilendirmeler sonrasında FED'in Ekim ayı içinde para bazlı genişlemeyi tamamıyla bitireceği talepleri güçlenirken, ABD Merkez Bankası'nın ülke ekonomisine ilişkili olarak ılımlı değerlendirmeler yaptığı görüldü. Haftanın son işlem gününde ise ABD için bütün dünya, tarım dışı istihdam değişimi verisine odaklandı.

Son üç aydır beklentilerden daha güzel bir performans gösteren ABD nin işsizlik oranı ve tarım dışı istihdam değişimi bilgileri, Temmuz ayına ilişkili olarak izah eden rakamlarda bu defa piyasa beklentilerini karşılayamadı. Değişim olması beklenmeyen işsizlik oranı %6.2 'ye yükselirken, 231 bin Amerikalının geri kalan ay iş sahibi olduğunu göstermesi beklenen tarım dışı istihdam değişimi, 209 bin birey ile tahminlerin altında kaldı. Haziran ayına ilişkili olarak 288 binlik veri ise bu rapor ile 298 bine revize edildi. Şahsi harcamalar, ortalama saatlik kazançlar ve çekirdek PCE fiyat endeksi bilgileri de tahminleri yakalayamadı. Veri setinin açıklanması sonrasında ilk reaksiyon olarak Dolar'da, FED'in faiz artırımını öteleyeceği talepleri ile kayıplar yaşandı. Sonrasında ise ABD 'nin para birimi kayıplarını geriye alırken, yukarıya yönlü revize edilen Haziran verisinin izleri görüldü. Fakat genellikle Dolar endeksindeki gerilemenin varlık ücretlerindeki tesirinin hissedildiğini söyleyebiliriz.

Gelecek haftaya göz attığımızda piyasalarda yeniden jeopolitik rizikoların , her ne kadar ücretlerin içine dahil edilmediği görülse de, yakından izleneceğini söyleyebiliriz. Gazze'de devamı getirilemeyen mütareke ve Rusya yaptırımlarının ekonomiye yansıyacak olası tesirleri izleyecek. Bununla birlikte Asya'da gerekse Avrupa'dan, epeyce yoğun bir ekonomi takviminin yepyeni haftada yatırımcıları beklediğini söyleyebiliriz. Merkez bankalarından gelecek bilgilendirmeler ise piyasalara yön verebilecek ana etmenler içinde yer ediniyor.

Ekonomik Takvimde Öne Çıkanlar

Çin - İmal Olmayan PMI; Geride kalan hafta Asya'nın en büyük ekonomisine sahip durumda olan Çin için HSBC ve ülkenin hükümeti aracılığıyla açıklanan üretim PMI bilgileri izlendi. Çin'den son haftalarda oranla pozitif veriler geldiğini ifade edebiliriz. Hükümetin üretim PMI verisi Nisan 2012'den bu yana maksimum seviyeye çıkarken, HSBC'nin hazırladığı rakam ise son 18 ayın en yükseğine işaret etti. Piyasaların yepyeni haftaya başlamasının öncesinde yayınlanacak Çin'in üretim dışı PMI datası ise Haziran ayı içinde düşüş göstermişti. Laf konusu rakamın sergileyeceği performans yepyeni haftanın önce işlem gününde piyasaların riziko algısını etkileyebileceği için yatırımcıların merceği altında yer alacak.

Avustralya - Perakende Satışlar; Aylık bazdaki değişimleri gösterecek Avustralya'nın perakende satışlar verisi, son 4 aydır beklentilerin altında kalarak dikkat çekti. Nisan ve Mayıs aylarında ise laf konusu rakam daralmaya işaret ederek, Asya-Pasifik ülkesinin ekonomisine ilişkin bir sürü da pozitif sinyaller vermedi. Temmuz ayı başlarından bu yana AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI Doları karşısında değer kaybeden ülkenin ücret ünitesi (AUD), alakalı ayın sonlarına doğru bu kayıplarını daha da genişletmişti. Çin'den geliyor olacak imal olmayan PMI verisi ardından perakende satışlar datası Avustralya Doları'nda belirleyici olabileceği için yakından izlenecek. Bilhassa , haftanın ilerleyen günlerinde ülkenin Merkez Bankası'ndan (RBA) geliyor olacak bilgilendirmeler öncesinde alakalı rakam, fiyatlamaların yapılmasına ne sebeple olabilmektedir.

Türkiye - Enflasyon Oranı (CPI); Temmuz ayı en başında yayınlanan enflasyon bilgileri , beklendiği kadar gerilemeyerek piyasadaki beklentilerin yön bulmasında önem taşıyan etmenler içinde bulunmuştu. TCMB'nin ücret siyaseti kararlarında etkili olabilecek ülkemizin enflasyon oranı bilgileri içinde senelik bazdaki TÜFE (Tüketici Fiyatı Endeksi), yatırımcıların daha yakından inceleyeceği rakam olarak öne çıkıyor. TCMB'nin değerlendirmesine yönelik , gıda ücretlerindeki yüksek seyretme enflasyonun tahmin edildiği kadar gerilememesinde ki önemli etkenler içinde bulunurken, senenin ilerleyen aylarında enflasyon oranının düşüşünü hızlandıracağı öngörülüyor. Açıklanacak veriler ülke ekonomisine ilişkili olarak veriler verecekken, TCMB'nin faiz ile ilgili atacağı adımları ile ilgili da ipuçları sunabileceği için dikkatle izleyecek.


İngiltere - Yapı PMI; Son haftalar içinde İngiltere'den iştirak eden ekonomik verilerde, oranla ek olarak negatif bir çizgi izlendi. Bu paralelde de ada ülkesinin ücret ünitesi bilhassa Dolar karşısında değer kayıpları yaşadı. Ücret biriminin PMI bilgilerine karşın duyarlı olduğu bilinen İngiltere'nin inşaat sektörüne ilişkili olarak açıklanacak yapı PMI verisi Haziran'da 62.6 ile düşüş beklentilerinin aksine yükselmişti. Bu rakam bununla beraber 4 aydır tahminlerin altında kalan süreci de sonlandırmıştı. Temmuz ayına ilişkin rakamın 62. bir olan beklentinin üstünde açıklanması şeklinde Sterlin'de yükselişler izlenebilecekken, rakamın öngörülenin altında gerçekleşmesi halinde ise ülkenin ücret ünitesinde kayıplar öne çıkabilir.

Avustralya - Ticaret Dengesi; Avustralya'dan bu hafta açıklanacak yoğun veri akışı aralarında, ülkenin ticaret dengesi rakamlarının da izlenecek datalar aralarında meydana geldiğini ifade edebiliriz. Aylık bazda son 2 dönemdir ticaret açığı veren kıta ülkesinin, bu açığının, Haziran ayı içinde artmaya devam etmesi bekleniyor. Avustralya Merkez Bankası'nın (RBA) ihracat üstünde baskı yaptığını belirttiği faktörlerin, ülke ekonomisindeki tesirleri görülmeye devam edebilir. RBA'nın faiz beyanatı öncesinde açıklanacak ticaret dengesi rakamları, Banka'nın izahlarına ilişkili olarak beklentilerin fiyatlanmasını sağlayabilir ve Avustralya'nın ücret ünitesi ile beraber, finansal araç ücretlerinde da değişimlerin izlenmesine neden olabilmektedir.

Çin - HSBC Hizmetler PMI; Piyasaların, yeni hafta başlamadan yayınlanan Çin hükümetinin imal olmayan PMI verisinin sonrasında , HSBC aracılığıyla yapılan hizmetler PMI verisi, Asya-Pasifik tarafının gündemindeki rakamlar aralarında koltuk bulacak. 2013 Mart ayından bu zamana ilk defa 53 düzeyinin üstünde izah eden mevzu bahis rakam, PMI verileri için sektördeki genişleme referansı olan 50 düzeyinin üstünde kalmayı sürdürmüştü. Açıklanacak rakam piyasaların riziko iştahına taraf verebileceği için pek çok finansal varlık üstünde etkili olabilmektedir.

Avustralya- Merkez Bankası Toplantısı; Avustralya Merkez Bankası (RBA) Temmuz ayı içinde gerçekleştirdiği toplantısında %2.5 olan siyaset faiz oranında beklentiler paralelinde bir değişiklik yapmamıştı. Fakat Banka'nın Başkanı Stevens'ın açıklamaları gerekse RBA'nın yayınlanan toplantı tutanakları, ülkenin ücret ünitesinde kayıpların öne çıkmasına neden olmuştu. Stevens, yatırımcıların Avustralya Doları'nda katı bir düşüş olma olasılığını göz ardı ettikleri yönünde bir değerlendirmede yer almıştı. RBA'nın 1 Temmuz'da yaptığı toplantının tutanaklarında ise, ekonominin zayıf görünümü ve kıymetli ücret biriminin ihracatı negatif etkilediği ifade edilmişti. Bu nedenlerden dolayı ülkenin Merkez Bankası faizlerin düşük kalmaya devam edeceği tahmininde yer aldı. Siyaset faiz oranında bir değişiklik yapması beklenmeyen RBA'nın, faiz beyanatıyla beraber yapacağı bilgilendirmeler , ülkenin ücret ünitesinde (AUD) katı hareketlerin görülmesine neden olabilmektedir.

Euro Bölgesi - Hizmetler PMI; Avro Bölgesi ve fert ülkeleri için geride kalan hafta açıklanan imalat PMI rakamları, genel bağlamda negatif bir tablo meydana koymuştu. İspanya, İtalya, Fransa ve Almanya benzeri ülkelerin yakınında Avro Bölgesi geneli için, finansal haber servisi Markit aracılığıyla izah edecek hizmetler PMI rakamları ise yeni haftada yatırımcıların masasında yer alacak makro-ekonomik göstergeler içinde yer alacak. Laf konusu dataların genellikle beklenti rakamlarından daha iyi bir görünüm sergilemesi şeklinde Avro'da yukarıya yönlü hareketler taban bulabilecekken, tahminlerden daha kötü hizmet PMI bilgileri , kıtanın partner ücret ünitesinde kayıplara sebep olabilir.

İngiltere - Hizmetler PMI; İmalat ve mimari PMI rakamları ardından İngiltere ekonomisi için dikkatler Salı bugünü hizmetler PMI verisinde olacak. Ada ülkesinin ekonomisindeki en büyük kalem konumunda durumda olan hizmet sektörüne ilişkili olarak veri , Sterlin üstünde katı hareketlerin görülmesine sebep olabilir. Son haftalarda negatif makro göstergelerin geldiği İngiltere'nin hizmetler PMI verisinin 58.1 durumda olan beklentinin altında kalması şeklinde ülkenin ücret ünitesinde kayıplar izlenebilecekken, yaklaşık aşan bir veri ise Sterlin'de yükselişlere yardımcı olabilir.

ABD - ISM İmal Olmayan Endeks; Genellikle AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI'nin tarım dışı istihdam değişimi verisi öncesinde yayınlanarak, AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI ekonomisinin sağlığına ilişkili olarak bilgiler verici ISM imal olmayan endeks, bu ay takvimsel nedenlerden ötürü, istihdam raporundan daha sonra yayınlanıyor. Tarım dışı istihdam değişimi verisine ilişkili olarak fiyatlamaların, veri açıklandıktan sonraki hareketlerin içerisinde yer almayacağı varsayımı ise, laf konusu rakamın bir önceki aylara yönelik piyasalarda daha düşük volatiliteye neden olabileceğini tahmin edebiliriz. Rakamın 56.6 durumda olan beklentilerin altında açıklanması Dolar'a kayıplar getirebilecekken, tahminlerin üzerindeki datalar AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI'nin ücret ünitesinde yükselişlere taban oluşturabilir.

Yeni Zelanda - İstihdam Değişimi; Yeni Zelanda Merkez Bankası'nın (RBNZ) faiz artırımlarına ara verebileceği yönünde yorumlanan izahlarından ardından ülkenin ücret ünitesinde değer kayıpları izlenmişti. Bu hafta aynı zamanda izah edecek durumda olan işsizlik oranı ve istihdam değişimi bilgileri ise, Yeni Zelanda Doları'nda önemli fiyatı değişimlerine sebep olabileceği için Asya-Pasifik tarafında yakından izlenecek datalar aralarında yer ediniyor. Bilhassa senenin 2. çeyreğine ilişkili olarak veriler verecek durumda olan ve önce üç aylık dönemde %0.9 yükseliş ile beklentilerin üstünde bir artışa işaret eden istihdam değişimi verisi önem taşıyor. Tekrardan her iki veriyi de beraber değerlendirerek neticelerin ücret ünitesi üzerindeki etkilerini yorumlamanın ek olarak yararlı neticeler vereceğini söyleyebiliriz.

Euro Bölgesi - Almanya Fabrika Siparişleri; Euro Bölgesi'nin en büyük ekonomisine sahip durumda olan Almanya'nın Mayıs ayı içinde fabrika siparişlerinde %1.7'lik bir daralma görülmüştü. Bunun altında yatan basit sebeplerin en başında ise Ukrayna'daki yaşanan olayların getirdiği belirsizlik ve zayıf Avro Bölgesi ekonomisinin olduğu anlaşılabilir. Zayıf Mayıs verisinin sonrasında Haziran ayı içinde fabrika siparişlerinde %0.5 yükseliş gerçekleşmesi bekleniyor. Rakamın tahminin altında kalması şeklinde Avro'da düşüşler görülebilecekken, verinin beklentileri aşması kıtanın partner ücret birimine yükseliş getirebilir.

İngiltere - İmalat Üretimi; Endüstri üretimi verisi ile aynı zamanda izah edecek durumda olan İngiltere'nin üretim datası, bu hafta ada ülkesi için açıklanacak önemli makro-ekonomik göstergeler aralarında yer ediniyor. Toplamında endüstri imalatının yaklaşık %80'ini oluşturduğu için üretim rakamları, ülkenin ücret ünitesinde ek olarak tam olarak tesirlere neden olabilir. Geçen hafta açıklanan üretim PMI verisine bakıldığında, rakamın, son haftalarda İngiltere'den iştirak eden negatif bilgilere bir yenisini eklediği görülüyor. Mayıs ayı içinde sürpriz bir biçimde %1.3 daralmaya işaret eden üretim tekrardan alakalı pazarın ilerleyişine ilişkili olarak veriler verecek. Rakamın %0.7 durumda olan beklentinin altında kalması şeklinde Sterlin'de düşüşler öne çıkabilecekken, öngörülen rakamın üzerindeki datalar, ada ülkesinin ücret ünitesinde yukarıya yönlü hareketlere yardım edebilir.

ABD - Ticaret Dengesi; Mayıs ayı içinde %5.6 azalarak 44.4 milyar Dolar'a gerileyen AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI'nin dev ekonomisinin ticaret açığı, beklentilerden minik bir miktar kadar daha çok daralmıştı. Açıktaki gerilemenin temelinde ise rekor seviyeye çıkan ihracat ve tahmini 3.5 senenin en düşüğüne gerileyen petrol ithalatının yattığını söyleyebiliriz. Bu defa Haziran ayına ilişkili olarak veriler verecek AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI'nin ticaret dengesi , Wall Street endekslerinde ve Dolar üstünde etkili olabilir.

Avustralya - İstihdam Değişimi; Avustralya Merkez Bankası'ndan gelen (RBA) bilgilendirmeler sonrasında, ücret ünitesinde değinen değişimler gözlemlenen ülkelerin aralarında Avustralya'yı da sayabiliriz. Haziran ayı için açıklanan istihdam verilerinde, istihdam değişimi beklentilerin üstünde pozitif açıklanırken, işsizlik oranının negatif bir tablo seyrettiği görülmüştü. Bu bilgilerin yayınlanmasının sonrasında Avustralya Doları'nın AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI'nin ücret ünitesi karşısındaki hareketlerini incelediğimizde ise, AUD/USD paritesinde önce yükselişler, sonrasında düşüşler görülmüştü. Başka bir deyişle bu 2 makro-ekonomik göstergeyi beraber değerlendirmek ve istihdam değişimi verisinin çoğunlukla bundan önce ücretlere yansıdığını bilmek yarar sağlayabilir.

İngiltere - Merkez Bankası Toplantısı; 2013 senesinin ortalarından itibaren İngiltere ekonomisinin öbür gelişmiş ülkelere göre daha bariz bir toparlanma zamanı geçirmesi, ülkenin Merkez Bankası'nın (BOE) üstünde politika faizini yükseltmesi istikametinde baskıların artmasına sebep olan önemli bir etken olarak karşımıza çıktı. Son haftalar içerisindeki tahminleri karşılamayan ekonomik bilgilere nazaran ada ülkesinin öbür ekonomilerden daha iyi vaziyette meydana geldiği görüşü korunuyor. Fakat İngiliz ekonomisindeki bu ılımlı seyre nazaran BOE, erken bir faiz artırımıyla müddetçe kayıp vermekten korkan bir görünüm sergiliyor. Bu hafta ifade edilecek olan İngiltere Merkez Bankası'nın ücret siyaseti toplantısından da sürpriz çıkması beklenmiyor. Toplamında para bazlı genişleme ve politika faiz oranının değiştirilmeyeceği öngörülüyor. Rastgele bir değişiklik yapılması şeklinde Sterlin'de bir sürü katı hareketler izlenebilecekken, piyasalar BOE'den geliyor olacak bir adımı henüz erken buluyorlar.

Euro Bölgesi - Merkez Bankası Toplantısı; Haftanın heyecanla beklenen gelişmelerinin en başında yer alacak meydana gelen Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) toplantısından daha sonra ifade edilecek bilgilendirmeler, piyasalar aracılığıyla büyük bir dikkatle izleyecek. ECB Haziran ayı içinde faiz indiriminin de aralarında bulunduğu bir dizi politika değişikliği yaparak, Avro Bölgesi'ndeki zayıf ekonomik aktivitelerin önüne geçmek için adımlar atmıştı. Temmuz ayı içinde LTRO  ( Uzunca Vadeli Refinansman Operasyonu ) programının nasıl işleyeceği en başta olmak üzere ise, yaptığı politika değişikliklerinin izahları ön tasarıda bulunmuştu. Ağustos ayına geldiğimizde ise ECB'nin ücret siyasetinde bir değişiklik yapmasının beklenmediğini görüyoruz. Perşembe bugünü TR saati 14:45'de ifade edilecek faiz beyanatından daha sonra , dikkatler 15:30'da Banka'nın basın konferansından konuşacak Başkan Mario Draghi'de olacak. ECB Başkanı'nın Avro Bölgesi ekonomisindeki son değişiklikleri nasıl değerlendireceği, kıtanın partner ücret ünitesinde önemli değişikliklerin görülmesini sağlayabilir.

ABD - İstihdam Talepleri; Geçen hafta 302 bin Amerikalının işsizlik maaşına müracaatta bulunduğuna işaret eden istihdam beklentisi verisi, beklentiye yakın bir görünüm ortaya koymuştu. 2 Ağustos ile biten haftada ise 305 bin Amerikalının işsizlik sigortasından istifade etmek için müracaat etmiş olması bekleniyor. Verinin tahminden değişik olarak gerçekleşmesi, ABD 'nin ücret ünitesi kıymetinde değişikliklere sebep olabileceği için yatırımcılar aracılığıyla yakından izlenecek.

Kanada - Ivey PMI; Coğrafi ve sektörelbazda seçilen tahmini 175 yöneticiye yapılmış olan bir anket neticesi ortaya konulan Ivey PMI verisi, Kanada ekonomisindeki gelişmeler izlenirken yakından takip edilen bilgiler içinde bulunmaktadır. Son 4 aydır art arda düşüş gösteren rakam, benzer zaman içinde de beklenti rakamlarının altında kalarak negatif bir görünüm belirtti. Richard Ivey School of Business aracılığıyla yapılan PMI verisi son 2 aydır ise kritik 50 düzeyinin altında gerçekleşiyor. Ivey PMI verisinin 54. bir olan beklenti rakamının altında kalması şeklinde Kanada Doları'nda değer kayıpları izlenebilecekken, datanın tahminleri aşması ülkenin ücret ünitesinde değer kazanımlarının öne çıkmasını sağlayabilir.

Avustralya - Ücret Siyaseti Beyanatı; Salı sabahı yapılmış olan Avustralya Merkez Bankası'nın (RBA) faiz beyanatının akabinde, mevzubahis ülkenin finansal araçlarının değeri üstünde etkili olabilecek ücret siyaseti hükümleri , haftanın son işlem gününde RBA aracılığıyla duyurulacak. Banka'ya ilişkili olarak faiz artırım beklentilerinin daha ileri tarihlere öteleneceği şeklinde yorumlanan RBA'nın son açıklamaları, ülkenin ücret ünitesinde kayıplar görülmesine neden olmuştu. Avustralya Doları'nın değeri, enflasyon oranı ve istihdam düzeyine ilişkili olarak yapılacak değerlendirmeler, RBA'nın ücret siyaseti beyanatında yakından izlenecek başlıklar içinde yer alacak.

Japonya - Merkez Bankası Toplantısı; Hafta süresince merkez bankalarından gelecek bilgilendirmeler , son olarak Japonya Merkez Bankası (BOJ) ile son bulacak. Uzak Doğu ülkesinden bir ücret siyaseti değişikliği gelmesi beklenmiyor. Fakat Japonya Başbakanı Shinzo Abe'nin ekonomi danışmanlarının bazılarından gelen açıklamaları hatırlayacak olursak, BOJ, Nisan ayındaki satış vergisi artışının etkilerini gördükten ardından, Temmuz ayı içinde ücret politikasını genişletip genişletmeme ile ilgili bir karar alabilir. Dolayısıyla ağırlıklı olarak Banka'dan ücret siyasetinde bir değişiklik yapma ihtimali hâlâ daha düşük görülse de, sürprize açık bir toplantı meydana geldiğini anlam edebiliriz. Yayınlanacak ücret siyaseti kararlarının akabinde BOJ Başkanı Kuroda'nın basın konferansındaki konuşmaları da büyük bir ehemmiyet taşıyor. Başkan son olarak geride kalan hafta mikrofon karşısına geçtiğinde, BOJ'un %2'lik enflasyon oranı hedefine ulaşacağına olan inancını bir kez daha ifade etmişti. Haftanın kritik gelişmeleri içinde BOJ toplantısını ve Kuroda'nın izahlarını üst sıralara yerleştirebiliriz.

Çin - Ticaret Dengesi; Asya-Pasifik aracılığıyla gelecek bilgiler içinde Çin'in ticaret dengesi rakamlarını haftanın önem derecesi yüksek dataları içinde sayabiliriz. Dünyanın en büyük ekonomisinin ilerleyişine ilişkili olarak bilgiler verecek ithalat ve ihracat rakamları, yalnızca Çin için değil hayat ekonomisi yerine da önemli ipuçları sunabilir. Haziran ayı içinde Çin'in ticaret fazlası, beklentilerin altında kalırken, ihracat ise tahminlerden daha düşük bir artışa işaret ederek, global talebin düşüyor olabileceği yönünde sinyaller verdi. Temmuz ayı içinde ise Asya'nın en büyük ekonomisinin ticaret fazlasının gerilemeye devam edeceği öngörülüyor. Çin'in ihracat, ithalat ve ticaret dengesi rakamları, pekçok finansal enstrüman üstünde etkili olabileceği için yatırımcıların yakından izleyeceği bilgiler içinde yer ediniyor.

Türkiye - Endüstri Üretimi; Mayıs dönemi için geride kalan ay açıklanan Ülkemizin endüstri imalatı verisi, senelik bazda %3.3 yükseliş kaydederek son altı ayın en düşük düzeyinde gerçekleşmişti.  Büyümenin yavaşlayabileceği şeklinde yorumlanan rakam, piyasalar aracılığıyla negatif algılanırken, TCMB'nin faiz indirimleri dair daha dikkatli olmak zorunda kalacağı beklentilerine dayanak vermişti. Haziran çağında yeniden zayıf datalara işaret edecek bir endüstri imalatı verisi Türk Lirası'nda kayıplara yol açabilecekken, beklentileri aşan rakamlar ise TL'de değer kazanımlarına dayanak olabilmektedir.

Kanada - İstihdam Değişimi; Haftanın son işlem gününde piyasalarda dikkatler Kanada'dan gelecek olan istihdam verilerinde olacak. Kasım 2012'den itibaren %7.2 ile %6.9 içinde değişimler gösteren işsizlik oranı ve Haziran ayı içinde sürpriz bir biçimde istihdamın azaldığına dair istihdam değişimi datası aynı zamanda açıklanacak 2 makro-ekonomik gösterge olarak göze çarpıyor. Laf konusu 2 verinin, açıklandıktan sonraki piyasaya olan etkilerini beraber değerlendirmek yararlı olacaktır. Fakat istihdam değişimi verisinin çoğunlukla ülkenin ücret ünitesi üstünde bundan önce etkili olduğu anlaşılabilir. Rakamların genellikle beklentilerden daha iyi bir tablo oluşturmaları şeklinde Kanada Doları'nda (CAD) yükselişler izlenebilecekken, negatif bir veri seti ülkenin ücret ünitesinde kayıplara sebep olabilir.

Kaynak : http://analiz.gcmforex.com/hafta/279/makro-ekonomik-gelismeler-haftaya-bakis-01-08-2014-tarihli
Devamını oku »